MURAT ÖZÜAK



·       ÖNCELİKLE BİRAZ KENDİNİZDEN BAHSEDEBİLİR MİSİNİZ?
           Ben Murat Özüak 01.01.1962 yılında Almanya’nın Egenstein, Karlsruhe kentinde dünyaya geldim.  1968 yılında kardeşim, annem ve babam ile Türkiye’ye dönüş yaptık.  İlk öğretim eğitimimi Erenköy İlk Okulunda tamamladım.  Özel Kalamış Lisesi (Ortaokul dahil) 2. sınıfı bitirdikten sonra 1978 yılında ABD Kaliforniya eyaletine eğitim ve sporumu geliştirmek üzere eski şampiyonlardan teyzem Selma Hassan’ın yanına gittim.  1980 yılında yüzme bursu alarak “University of California at Santa Barbara” UCSB’de üniversite öğrenimime genel mühendislik olarak başladım.  1983 yılında geçirdiğim bir motosiklet kazası sonucunda yüzmeye aktif olarak devam edemediğim için Türkiye’ye dönüp Boğaziçi Üniversitesi bilgisayar bölümüne geçip 1987 yılında öğrenimimi tamamladım.  1985 yılında performans yüzmesini resmi olarak bıraktım, fakat bir aile mirası olan Galatasaray Spor Kulübü  sevgi, saygı ve vefası sebebi ile kendimi her zaman kulübüme karşı sorumlu ve borçluymuş gibi her branşta ama özellikle Su Sporlarını gönülden destekledim.  Maddi ve manevi olarak, ayrıca görev alarak elimden gelen her türlü desteği verdim ve vermekteyim.  Bu süreç içinde spor yapmaya devam ettim, veteran/master olarak da 2003 yılından beri yüzmekteyim.  1993 yılında Dubrovnik, Hırvatistan Jug takımında da voleybol oynamış eşim Kristina ile evlendik.  1998 yılında oğlumuz Sinan Aleksander dünyaya geldi.  2003 yılında kendi işimi kurdum ve bugünlere kadar geldik…

·       YÜZME SPORUNA NASIL BAŞLADINIZ?
             Umarım adamız bize gerçek anlamda geri verilir.  Ben yüzmeye Kürek, yüzme, sutopu ve atlamanın birlikte icra edildiği Kuruçeşme adasında başladım.  Orada ailem ve büyüklerimden Denizcilik Şubesi kurucu ve kaptanlarından dedem Nevin Hassan’ın başarı ve emeklerini duyarak yetiştim.  Anneannem dedeme gerçekten çok aşıktı ve bana özellikle Galatasaray ve iş hayatındaki yaptıklarından gururla bahsederek onu albümlerindeki resimleri ile bana yaşatıyordu. Kendimi bildim bileli özellikle dedemin ayak izlerini takip ettiğimi, onu kendime örnek aldığımı rahatlıkla söyleyebilirim. Babam Yılmaz hoca tabi ki benim kişiliğimin oluşması,  tahsilim ve sporumda başarımın sorumlusu ama babam gibi dedem de yolumu aydınlatan, yol gösteren en önemli kişilerden biridir.  1969 yılında Kalamış Tesisleri faaliyete geçince Türkiye’deki ilk yüzme okulu ile Yılmaz hoca öncülüğünde faaliyetlere başladık. Selahattin Türkmen hoca, Haluk Emçioğlu Selçuk Baktıroğlu, Turan Yurdakul ve sonunda 1973 yılında Yılmaz Özüak ile çalışmalarım başladı. Gerçekleri söylemek gerekirse ben senede 4 ay ciddi antreman yapmaya Yılmaz hoca ile başladım.  25 m açık havuzumuzun yanına 20 m 3 kulvar havuz yapılınca (yanılmıyorsam 1974/75 senesiydi) senede 8-9 ay ve haftada 6-7 antremana çıkabildik.  Bazı hafta sonları Heybeli Deniz Harp Okulu 25 m kapalı havuzunda antreman yapma şansımız vardı.  Tüm bunlar Yılmaz hocanın kişisel girişimleri ve tabi ki Galatasaraylı olmamız sebebi ileydi.  Aynı dönem ezeli rakibimiz İstanbul Yüzme İhtisas Kulübü (eski Galatasaraylı Suat Erler ağabeyimizin (dedemin takım arkadaşı) kurduğu) sporcuları ile birlikte Harp Okulu havuzunda antreman yapma imkanımız oluyordu.

·      GALATASARAY’DAKİ YÜZME HAYATINIZ VE BAŞARILARINIZ NELERDİR?
           Galatasaray’da ilk başarım o dönem yapılan İstanbul Şampiyonasında sanıyorum 1972 yılında 100 m kurbağalamada aldığım birincilikti.  Sonrası iplik söküğü gibi geldi; Türkiye şampiyonlukları, yaş grupları rekoru kırarken gençler ve bazen büyükler rekorları aynı anda.  1976 yılında Lüksemburg’da ilk birincilik.  Dünya Liseler arası Şampiyonada ikincilik.  1977 Avrupa Şampiyonası Jansoping, 1978 Dünya Şampiyonası Berlin, 1979 ilk Balkan ikinciliği ve üçüncülüğü.  1980 200 m karışıkta LEN Avrupa’nın en iyi yüzücüler sıralamasında 8., 1980-81 Balkan ikincilikleri ve üçüncülükleri.  1982 yılında Bükreş’te 200 m karışıkta ilk balkan altın madalyası.  Toplam 14 madalya ile tüm branşlarda en çok madalya alan sporcu unvanına sahibim (eğer yeni başarılı sporcularımız çıkmadıysa). 1980 yılında 13 branştan 12 branşın Türkiye rekorları bana aitti.  Kaç rekor kırdığımı gerçekten hatırlamıyorum ama en az yüzün üstünde olduğunu sanıyorum.  Türkiye şampiyonluklarımın sayısını veya madalya sayımı maalesef bilmiyorum.  1980 Moskova Olimpiyatları takımında olamama rağmen ABD ile birlikte Türkiye Sovyetleri Afganistan istilası sebebi ile boykot ettiği için, yani siyaset spora her zamanki gibi bulaştığı için gidemedik.  Bu konuda diğer hazırlık yapan sporcular gibi çok öfkeliydik; o dönem ABD’de olmama rağmen Afganistan konusunda farklı emperyalist hazırlıkların yapıldığı açıkça belliydi; daha sonra ve bugün Afganistan’da yaşananlar da bizim ve çalışmalarımızın ne kadar boşa harcandığını görünce duygularım aynı o günlerdeki gibi taze.  Biz sporcular ulusumuzu gururla temsil ederken aynı zamanda spor ahlakının ve centilmenliğinin verdiği kardeşlikle kıyasıya rekabet içindeyiz.  Bu kardeşliğin ve ahlakın önüne siyasetin kirli tarafının geçmesine asla müsaade etmeyiz.  Ama birileri bizim adımıza karar verdi maalesef.  1984 yılında da yine Olimpiyat takımında olmama rağmen geçirdiğim kazadan dolayı gidemedim.

·       GALATASARAY MASTER YÜZME TAKIMINDA YER ALIYORMUŞSUNUZ BİRAZ BAHSEDER MİSİNİZ?
           Galatasaray Kuruçeşme adasında bilmem hatırlar mısınız yaz sonu şenlikler yapılırdı.  Çocuk, genç ve büyükler ağızlarına kaşık ve üstüne yumurta koyup yüzme yarışları yapılırdı.  Bayrak, kaşık toplama vs bir sürü yarışma yapılırdı.  Biz bunu Cengiz Özyalçın ağabeyimiz  önderliğinde (o zamanın adı ile Eski Sporcular Derneği başkanı) Karadeniz Veteranlar Oyunları adı altında futbol, voleybol, basketbol, atletizm, yüzme ve diğer branşları içeren şenlik havasında müsabakalar düzenlendi.  Biz de yüzücüler olarak ilk defa böyle daha organize bir yarışta veteran olarak yüzmeye başladık.  Daha sonra 2004 yılında İzmir’de Hüseyin Egeli ve Bülent Onuralp gibi eski Milli takım arkadaşlarımız Federasyonla çok güzel bir günlük bir yarış düzenlediler.  2007 yılında ilk resmi Mustafa Kemal Atatürk Anısına Uluslararası Master Yüzme Cumhuriyet Kupasını Burhan Felek 25 m kapalı yüzme havuzunda benim önderliğimde federasyonun hakem ve havuz desteği ile organize ettik.  Arkasından başka müsabakalar da takip etti ve 2008 yılında dönemin Federasyon başkanı sayın Aydın Karakuzu’ya federasyon bünyesinde bir masterlar temsilcisi ve kurulu oluşması için teklif verdim, o da beni kırmayıp kabul etti.  O dönem 11 arkadaşımızla bir komite kurduk ve çalışmalarımız daha koordineli devam etmeye başladı.  Galatasaray’da da gönüllü olarak veteranlara yine 2007 yılında önderlik ettim, Eski Sporcular Derneği ve Yüzme Şubesi altında faaliyetlerimizi sürdürdük.  Halen Galatasaraylı Sporcular Derneği altında eski milli sporcularımız Nilüfer Sanvar ve Banu Vahapoğlu liderliğinde çalışmalara devam ediyoruz.  Ben de Elif Delve Başer, Renin Gemicioğlu ve Fatih Kurt ile veteranlar/masterlar komitesinde yönetim kuruluna, Nilüfer ve Banu hanımlara destek oluyoruz.

·       AKTİF YÜZME HAYATINIZA SON VERDİKTEN SONRA NELER YAPIYORSUNUZ?
           Halen kendi şirketim ile baskı öncesi, baskı ve ambalaj sektöründe mümessillik yapıyorum ve aktif yüzme hayatım bittiğinden beri vaktim oldukça Galatasaray ve spordan uzak kalmamaya çalıştım.  Özellikle Galatasaray Yüzme Şubesinde komitelerde gönüllü olarak görev alarak maddi manevi destek olmaya çalıştım.  Bir yandan da Türkiye Yüzme Federasyonuna özellikle veteranlar/masterlar konusunda yardımcı oldum ilk resmi müsabakaların düzenlenmesine öncülük ettim.  Halen Galatasaraylı Sporcular Derneği veteran yüzme takımı komitesi üyesi olduğum gibi Türkiye Yüzme Federasyonu Master Teknik Kurulu başkanıyım.  Galatasaray Yüzme Şubesi ve diğer su sporları şubeleri ile ilgili gönüllü faaliyetlerim de devam etmektedir.  Ayrıca Türk yüzmesi için a’dan z’ye eğitim de dahil projeler üretip çalışmalarımı kulüpler, sporcular ve sivil toplum kuruluşları düzeyinde paylaşıyorum.  TMOK’de de üyesi olduğum için geçmişte çalışmalarım oldu.

·       BİRAZ BABANIZ YILMAZ ÖZÜAK’TAN BAHSEDEBİLİR MİSİNİZ?

      Söze babamın benim için çoğu kişi için olduğu gibi her bakımdan saygıdeğer örnek bir insan olması ile başlamak isterim.  Kendisi tam bir emekçi olduğu kadar mütevazi, çalışkan, dürüst, donanımlı, başarılı, başarıya odaklı, yaptığı işte mükemmeli hedefleyen, yaratıcı, disiplinli örnek bir sporcu ve spor adamıdır.  Beni yaşamım boyunca, bugün de geçerli olmak üzere eğitim ve spor dışında hayatımın her evresinde destekleyen, motive eden ve yol gösteren kişidir.  Takım olarak bizleri antrene ederken limitlerimizi zorlayabilmemiz ve kendimizi aşabilmemiz için en zor şartlarda bile ortam sağlayabilecek ve motive edebilecek düzeyde bir antrenördür.  Sadece biz sporcuları değil Galatasaray yönetimi ve spora gönül vermiş isimleri motive edip kulübümüze tesisler kazandırmayı başarabilmiştir.  Önce 20 m’lik kapalı yüzme havuzu, daha sonra Kalamış’taki 25 m’lik havuzun kapanması için Selçuk Uygur ağabeyimizi razı etmiştir.  Burhan Felek Olimpik Yüzme havuzunun GSGM’den alınması ve kapalı yüzme havuzu haline getirilmesi için Ergun Gürsoy ağabeyimizden destek almıştır.  Tüm çalışmalarını spora gönül vermiş insanlardan oluşan komitelerle yapmıştır.  Bu arada Türk yüzmesi için yaptıkları ve yetiştirdiği antrenörler saymakla bitmez. Özetleyecek olursak Yılmaz hoca kendini Türk yüzmesi, Galatasaray ve bizlere sporculara adamış örnek bir insan.

·       YENİ HAVUZDA ÇALIŞMAYA BAŞLAMADAN ÖNCE ÇALIŞMA KOŞULLARINIZ NEYDİ?

     Galatasaray Ergun Gürsoy Olimpik Kapalı Yüzme Havuzu yapılmadan önce Kalamış’ta 20 m’lik havuz da yıkıldıktan sonra sadece 25 m’lik kapalı yüzme havuzu kalmış, yüzme ve sutopu sıkışmış bir vaziyette idi.  Antreman saatlerini paylaşmak çok güç olduğu kadar alt yapı ve gelir oluşturan kursiyer sayısı 25-30 çocuk kadardı.  Bu durum biz 2006 Eylül ayında Ergun Gürsoy tesislerine geçene kadar devam etti ve alt yapıdan gelen sporcu adedi çok endişe verici boyutlardaydı.  Ayrıca şubeler maddi sıkıntı içindeydi.  Tesis giderleri ancak kulübün ana kasasından takviye edilebiliyordu.  Bu sebepten dolayı başka havuzlarda kulvar kiralayıp (Denizli, Ankara gibi illerde de) alt yapı ve gelir düzeyi yükseltilmeye çalışıldı.  Fakat tüm çabalara rağmen şube birkaç yıl geri gitmişti.  Kalamış’taki tesislerde elle tutulur hiçbir iyileştirme yapılamıyordu.  Yine de takımlar (yaş grupları, gençler ve büyükler) mümkün olduğu kadar bu koşullarda çalışmalarını aksatmıyorlardı.  Kulübümüze ve hocamız ile teknik ekibine olan güvenden ve saygıdan dolayı diğer kulüplerden gelen yüzücüler de eksilmiyordu.

·       T.C. YÜZME FEDERASYONU MASTER KURULU’NDA YER ALIYORMUŞSUNUZ, BU KURULUN AMAÇLARI NELERDİR?

     Türkiye Yüzme Federasyonunda veteranların/masterların temsil edilmesi ve teknik kurulunun oluşturulmasına sayın Aydın Karakuzu döneminde 2008 yılında şahsen talepte bulunarak önderlik ettikten sonra çalışmalarımıza başladık.  Bu dönem de başkanlık görevi bana verildi.  Federasyon Yönetim Kurulunda Masterlar Sorumlusu Sultan Acuner ile birlikte ilave 11 kurul üyesi eşliğinde çalışmalarımızı yapıyoruz.  Kurulun amacı hem federasyon ile masterlar arasındaki koordinasyonu sağlamak, hem de yarışmalar ve diğer faaliyetleri organize etmektir.  Örnek olarak senede şu an 4 adet her yıl tekrar eden müsabakamız var, bunların tarih, yer, yarış programı ve diğer konuları bizler tarafından koordine edilmektedir.  En önemli yarışımız Mustafa Kemal Atatürk Anısına Uluslar Arası Master Yüzme Cumhuriyet Şampiyonası her yıl İstanbul ve Ankara dönüşümlü olarak 29 Ekim tarihine en yakın Cuma, Cumartesi ve Pazar gününe denk gelmektedir.  Bu müsabakanın daha iyi duyurulup özellikle uluslar arası boyutunu daha kapsamlı bir hale getirmek yine bizim görevimiz.  Ayrıca Türkiye’de ilk Balkan, Karadeniz, Akdeniz veya Comen Master Yüzme yarışlarını organize etmeyi önerilerimin arasına koymuş bulunmaktayım.  Daha da ötesi bu yarışların oyunlar halinde organize edip diğer master branşlarını da dahil etmektir.  Bu tür uluslar arası organizasyonlar sadece spor değil özellikle kültürel bakımından da büyük bir sinerji oluşturmakta, yapılan yörelerin de kalkınmasında tanıtımında büyük katkılar sağlamaktadır.

 

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BEGONVİL

ANADOLU'DA İLK MOĞOL İSTİLASI

ŞİMDİYE KADARKİ EN İYİ 20 VOLEYBOL FİLMİ