GALATASARAY VE VOLEYBOL DENİNCE İLK AKLA GELEN İSİMLERDEN BİRİ: ORAL YILMAZ
-BİZE BİRAZ KENDİNİZDEN BAHSEDER MİSİNİZ?
1935 yılında İstanbul’da doğdum. Eğitimimi Galatasaray Lisesi’nde tamamladım ve İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nden mezun oldum. Fransızca ve İngilizce bilmekte olup evli ve iki kız çocuk babasıyım.KRONOLOJİK OLARAK ORAL YILMAZ:
1951 – Galatasaray Lisesi ortaokul voleybol takım oyuncusu olarak İstanbul birinciliği.
1952 - Galatasaray Spor Kulübü genç takım oyuncusu olarak Türkiye şampiyonluğu.
1953 – 1956 Galatasaray Lise takımı ile 4 yıl Türkiye ve İstanbul şampiyonluğu.
Aynı yıllar Galatasaray Lisesi ortaokul ve genç takım antrenörlüğü.
1953 – 1956 Atletizmde Liseler ve Kulüpler arası 100-200 metre birincilikleri.
1956 – A Milli takım oyuncusu olarak Dünya Şampiyonası (Paris)
Galatasaray Lisesi takımında basketbol - futbol birincilikleri.
1953 – 1960 Galatasaray A Takımı, A Milli Takım oyuncusu, Genç Milli Takım Antrenörü.
1958 – 1967 Galatasaray Bayan Voleybol Takımı Antrenörü olarak İstanbul ve Türkiye Şampiyonluğu. İlk Voleybol Bayan Milli Takım Antrenörü.
1961 – 1967 yılları Galatasaray erkek Voleybol takım antrenörü olarak 7 yıl arka arkaya İstanbul ve Türkiye Şampiyonluğu.
1972 – İlk deplasmanlı Lig şampiyonluğu ve Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası 4’lüğü
Genç, A Bayan voleybol Takımı ve A Erkek Voleybol Takımı ile Galatasaray’da 52 adet İstanbul ve Türkiye Ligi şampiyonluğu.
1961 – 1970 Voleybol A erkek Milli Takım antrenörlüğü.
Milli takımlarda oyuncu-antrenör-teknik direktör olarak 185 defa görev aldım.
Antrenör hocası olarak açtığım kurslardan 146 antrenör mezun olup lisans almıştır. Uzun zaman Milli Takımlar Teknik Komite Başkanlığı yaptım.
1988 yılında Galatasaray Voleybol Şube Kaptanlığı yaptım.
13 yıl Voleybol Federasyonu As Başkanlığı’nda bulundum.
12 yıl Voleybol Vakfı Başkanlığı ve As Başkanlığı yaptım.
2 yıl T.M.O.K. ve 6 yıl G.Saray S.K. Deneticiliği’nde bulundum.
Halen T.M.O.K. ‘nın sicil kuruluğu üyeliğim devam ediyor.
14 yıl Galatasaray Sporcular Derneği As Başkanlığı (Devam ediyor)
1 defa oyuncu 3 kez antrenör olarak UNIVERSIADE oyunlarına katıldım.
3 kez Akdeniz Oyunları’nda A Milli takım antrenörlüğü yaptım.
3 kez AVRUPA Şampiyonası’nda antrenörlük yaptım.
1993 – Dünya Şampiyonası Organizasyon Komite Başkanlığı (İstanbul)
2003 – Bayanlar Avrupa Şampiyonası Organizasyonu (Ankara)
SİZİN ZAMANINIZDAKİ GALATASARAY ERKEK VOLEYBOL TAKIMINDAN BAHSEDEBİLİR MİSİNİZ?
1935 yılında İstanbul’da doğdum. Eğitimimi Galatasaray Lisesi’nde tamamladım ve İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nden mezun oldum. Fransızca ve İngilizce bilmekte olup evli ve iki kız çocuk babasıyım.KRONOLOJİK OLARAK ORAL YILMAZ:
1951 – Galatasaray Lisesi ortaokul voleybol takım oyuncusu olarak İstanbul birinciliği.
1952 - Galatasaray Spor Kulübü genç takım oyuncusu olarak Türkiye şampiyonluğu.
1953 – 1956 Galatasaray Lise takımı ile 4 yıl Türkiye ve İstanbul şampiyonluğu.
Aynı yıllar Galatasaray Lisesi ortaokul ve genç takım antrenörlüğü.
1953 – 1956 Atletizmde Liseler ve Kulüpler arası 100-200 metre birincilikleri.
1956 – A Milli takım oyuncusu olarak Dünya Şampiyonası (Paris)
Galatasaray Lisesi takımında basketbol - futbol birincilikleri.
1953 – 1960 Galatasaray A Takımı, A Milli Takım oyuncusu, Genç Milli Takım Antrenörü.
1958 – 1967 Galatasaray Bayan Voleybol Takımı Antrenörü olarak İstanbul ve Türkiye Şampiyonluğu. İlk Voleybol Bayan Milli Takım Antrenörü.
1961 – 1967 yılları Galatasaray erkek Voleybol takım antrenörü olarak 7 yıl arka arkaya İstanbul ve Türkiye Şampiyonluğu.
1972 – İlk deplasmanlı Lig şampiyonluğu ve Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası 4’lüğü
Genç, A Bayan voleybol Takımı ve A Erkek Voleybol Takımı ile Galatasaray’da 52 adet İstanbul ve Türkiye Ligi şampiyonluğu.
1961 – 1970 Voleybol A erkek Milli Takım antrenörlüğü.
Milli takımlarda oyuncu-antrenör-teknik direktör olarak 185 defa görev aldım.
Antrenör hocası olarak açtığım kurslardan 146 antrenör mezun olup lisans almıştır. Uzun zaman Milli Takımlar Teknik Komite Başkanlığı yaptım.
1988 yılında Galatasaray Voleybol Şube Kaptanlığı yaptım.
13 yıl Voleybol Federasyonu As Başkanlığı’nda bulundum.
12 yıl Voleybol Vakfı Başkanlığı ve As Başkanlığı yaptım.
2 yıl T.M.O.K. ve 6 yıl G.Saray S.K. Deneticiliği’nde bulundum.
Halen T.M.O.K. ‘nın sicil kuruluğu üyeliğim devam ediyor.
14 yıl Galatasaray Sporcular Derneği As Başkanlığı (Devam ediyor)
1 defa oyuncu 3 kez antrenör olarak UNIVERSIADE oyunlarına katıldım.
3 kez Akdeniz Oyunları’nda A Milli takım antrenörlüğü yaptım.
3 kez AVRUPA Şampiyonası’nda antrenörlük yaptım.
1993 – Dünya Şampiyonası Organizasyon Komite Başkanlığı (İstanbul)
2003 – Bayanlar Avrupa Şampiyonası Organizasyonu (Ankara)
SİZİN ZAMANINIZDAKİ GALATASARAY ERKEK VOLEYBOL TAKIMINDAN BAHSEDEBİLİR MİSİNİZ?
1953 – 1960 yıllarında Galatasaray Erkek Takımı’n da oyuncu idim. Antrenör Ayhan Demir, takım kaptanı Sinan Erdem idi. Takımdaki 7 kişi aynı zamanda milli takım oyuncusu idik. Oyuncu olarak 7 yıl İstanbul ve Türkiye şampiyonu olduk. Sevgi, saygı, özveri, fedekarlık, forma ve renk aşkı hepsi vardı. Kulüpten sadece yol masraflarımız ödenirdi. Tek bir formamız vardı ve transfer yapmazdık. Lisan biliyor olmamız ve Türkiye’yi temsil etmemiz dolayısı ile Türkiye’ye bütün yenilikleri biz getirdik.
Türkiye voleybol Federasyonu’nun 55 yıllık mazisine karşılık benim 61 yıllık voleybol mazim bulunmakta. Voleybol Federasyonu’nun Hentbol ve Basketbol Federasyon’larından ayrılarak modernleşmesi faaliyetlerinde bizzat hamal-asker ve komutan olarak severek görev yaptım.
Türkiye voleybol Federasyonu’nun 55 yıllık mazisine karşılık benim 61 yıllık voleybol mazim bulunmakta. Voleybol Federasyonu’nun Hentbol ve Basketbol Federasyon’larından ayrılarak modernleşmesi faaliyetlerinde bizzat hamal-asker ve komutan olarak severek görev yaptım.
GALATASARAY’DAKİ ANTRENÖRLÜK YILLARINIZDAN BAHSEDER MİSİNİZ?
Kronolojik geçmişimden de anlaşılacağı gibi daha voleybol oynarken Galatasaray Genç Erkek ve Bayan Takımı ile Milli Takımı çalıştırıyordum. Galatasaray Genç Erkek ve Bayan Takımları ile birlikte 8 yıl İstanbul ve Türkiye şampiyonluğu yaşadık. Milli Takımda iken, Demirperde ülkelerinin takımları ve İtalya hariç Hollanda, Fransa, İspanya, Yunanistan, İsrail ve İran’ı yeniyorduk. 1963 Avrupa Şampiyonası’nda bayanlarda 10ncu , erkeklerde ise 11nci olduk.
Galatasaray’da Genç Takımı çalıştırırken Bayan Takımı da çalıştırmaya başladım. Oyuncuları 12-13 yaşlarında iken liseden alıp yetiştiriyordum. Bu oyuncuların ailelerinden izin almak ve antremana getirip götürmek oldukça zordu o zamanlarda transfer yoktu. Buna rağmen 8 yıl İstanbul ve Türkiye şampiyonluğunu kazandık. O zamanlar Şampiyon Kulüpler Kupası’na sadece bir takım katılıyordu. Demirperde takımları hariç diğer takımları eliyorduk. Milli Takım’a 5-6 oyuncu verdiğimizden ötürü lokomotif görevi yapıyorduk. Eczacıbaşı gibi müessese takımları ortaya çıkıp bizim oyuncuları transfer edince ve üstüne yabancı oyuncu getirince baş edemez hale geldik. Galatasaray Erkek Takımı, Muhafızgücü’ne askere alındı.
TÜRKİYE VOLEYBOL FEDERASYONU’NDA AS BAŞKANLIK GÖREVİNDE BULUNMUŞSUNUZ BİRAZ BAHSEDEBİLİR MİSİNİZ?
.Türkiye Voleybol Federasyonu’nda Teoman Yazgan ve Hüsnü Can zamanında 13 yıl süre ile federasyon asbaşkanlığı yaptım.
VOLEYBOL VAKFI VE ORAL YILMAZ DERSEK
Üyesi olduğum VOLEYBOL VAKFI konusuna gelirsek. 4 yıl boyunca kongresi yapılmamış defterleri tasdik edilmemiş olan Voleybol Vakfı’na 6 yıl süre ile başkanlık yapıp yeniden canlandırılmasını sağladım. Burhan Felek’teki binanın yapımını gerçekleştirdik. Vakıf, Ahmet Gülüm ve Hüsnü Can federasyonlarına sağladığı maddi katkılarla Bayan Milli Takımı için Avrupa Şampiyonası organizasyonu sağlandı ve Avrupa Şampiyonası’nda 2nci olundu. FİLENİN SULTANLARI bir dünya takımı haline geldi. Vakıfta ben 70 yaşımı doldurduğum için görev alamadım. Vakıf Sn. Erol Karabıyık’a devredilene kadar fazla bir faaliyet de bulunmadı.
Üyesi olduğum VOLEYBOL VAKFI konusuna gelirsek. 4 yıl boyunca kongresi yapılmamış defterleri tasdik edilmemiş olan Voleybol Vakfı’na 6 yıl süre ile başkanlık yapıp yeniden canlandırılmasını sağladım. Burhan Felek’teki binanın yapımını gerçekleştirdik. Vakıf, Ahmet Gülüm ve Hüsnü Can federasyonlarına sağladığı maddi katkılarla Bayan Milli Takımı için Avrupa Şampiyonası organizasyonu sağlandı ve Avrupa Şampiyonası’nda 2nci olundu. FİLENİN SULTANLARI bir dünya takımı haline geldi. Vakıfta ben 70 yaşımı doldurduğum için görev alamadım. Vakıf Sn. Erol Karabıyık’a devredilene kadar fazla bir faaliyet de bulunmadı.
O DÖNEM ELDE EDİLEN BAŞARILAR DA BİR AİLE GİBİ OLMANIZIN ROLÜ VAR MIYDI?
Aile olmayı kelimelerle anlatmak gerçekten çok zor. Okul, aile ve hayat şartları gerçekten çok zordu. Tüm bunlara rağmen hep beraber oluyor ve bunların üstesinden geliyorduk. Liseden aldığımız karyolalar ve evden getirdiğimiz yataklarla 12 kişilik bir dershanede kamp yaptık. Kulüp takımımız önemli maçlardan önce birimizin evinde yemek yer ve daha sonra maça giderdik. ( Milli yemek köfte-spagetti-komposto) Soyunma odasında bize uğurlu gelen şarkımızı söylerdik.
Aile olmayı kelimelerle anlatmak gerçekten çok zor. Okul, aile ve hayat şartları gerçekten çok zordu. Tüm bunlara rağmen hep beraber oluyor ve bunların üstesinden geliyorduk. Liseden aldığımız karyolalar ve evden getirdiğimiz yataklarla 12 kişilik bir dershanede kamp yaptık. Kulüp takımımız önemli maçlardan önce birimizin evinde yemek yer ve daha sonra maça giderdik. ( Milli yemek köfte-spagetti-komposto) Soyunma odasında bize uğurlu gelen şarkımızı söylerdik.
SİZİN OYNADIĞINIZ ZAMANA GÖRE VOLEYBOLDA NE GİBİ DEĞİŞİMLER OLDU?
O zamanlar salonlar çok küçük ve alçaktı, manşet yoktu. Sert smaçları ve servisleri faul yapmadan parmaklarımızla çıkarırdık. Yere arkaya, öne ve yanlara doğru plonjon yapardık. Gözlükler plastiktendi ve kırılırdı. Torino UNIVERSIADE Oyunları’nda Bulgaristan maçında blok arkasında dublaj yaparken burnumun üstüne sert bir smaç geldi ve gözlük tribüne fırladı bu sırada sayılar 13-12 idi. Gözlüğü ararken burnumda şişlik oluştu, gözlük tam ortadan camın yan tarafından kırılmıştı. Öbür sette gözlüğü çikletimle yapıştırarak tekrar oyuna girdim. Yapıştırdığımı unutmuşum duşta beklerken çiklet yumuşamış ve gözlük camları yere düşüp kırılmıştı. Gözlük İtalya’da pahallı idi bizde arkadaşlarla para toplayarak gözlüğü yaptırdık. Arkadaşlık, vefa ve özveri voleybolu bu günlere getirdi.
O zamanlar salonlar çok küçük ve alçaktı, manşet yoktu. Sert smaçları ve servisleri faul yapmadan parmaklarımızla çıkarırdık. Yere arkaya, öne ve yanlara doğru plonjon yapardık. Gözlükler plastiktendi ve kırılırdı. Torino UNIVERSIADE Oyunları’nda Bulgaristan maçında blok arkasında dublaj yaparken burnumun üstüne sert bir smaç geldi ve gözlük tribüne fırladı bu sırada sayılar 13-12 idi. Gözlüğü ararken burnumda şişlik oluştu, gözlük tam ortadan camın yan tarafından kırılmıştı. Öbür sette gözlüğü çikletimle yapıştırarak tekrar oyuna girdim. Yapıştırdığımı unutmuşum duşta beklerken çiklet yumuşamış ve gözlük camları yere düşüp kırılmıştı. Gözlük İtalya’da pahallı idi bizde arkadaşlarla para toplayarak gözlüğü yaptırdık. Arkadaşlık, vefa ve özveri voleybolu bu günlere getirdi.
KAÇ KEZ MİLLİ TAKIM FORMASI GİYDİNİZ VE BU NASIL BİR DUYGUYDU?
Milli takımda oynayabilmek için can atardık, bizim zamanımızda fazla milli maç yapılmazdı. Paris’te baş parmağım kırıldığından 7 kere A milli 6 kez de öğrenci olarak milli oldum. 23 yaşında Milli Takım antrenörü oldum. SOTİR-MURAFA gibi antrenörlerin asistanıydım. Onlardan sonra kurulan takımlara göre Erkek Genç-A Bayan ve A Erkek Milli Takım’larının antrenörü oldum. Oyuncu-Antrenör ve Teknik direktör olarak 185 milli maçta görev yaptım. Milli olmak, bizim için en yüce duyguydu bunun için her türlü fedekarlığı yaptım. Örneğin Los Angeles Üniversitesi’ nden burs kazandığım halde gitmedim. Yoğurt fabrikam vardı, işlerimi bırakıp kamp ve seyahatlere gittim.
1951-1953 yıllarında 3 pasör ve 3 smaçörle çıkar, smaçları topu elde taşıyarak çıkartırdık fakat bu modern voleybolda faul olduğundan ötürü milli maçta çabucak yenilirdik. İlk Yugoslav antrenörden smaç vurarak oynamayı öğrendik daha sonra 1956-1958 yıllarıyla birlikte arkadan pasör kaçırarak oynamayı öğrendik.
Sonunda İlk Voleybol Federasyonu kuruldu. Bundan 4 yıl sonra 2 Romen antrenör SOTİR ve MURAFA geldi. Artık modern voleybol oynanmaya başlandı, kaliteli hakemler yetişmeye başladı. Bu arada Japonlar manşeti geliştirdiler. Çünkü milli maçlarda hakemler çok faul düdüğü çalıyorlardı. Bizim zamanımızda teknik daha iyiydi, topun oyunda kalması heyecan ve zevk veriyordu. Şimdi ise çok sert smaç servislerle teknikten uzak güce dayalı bir voleybol anlayışı var. Ayrıca çok hata ve bir sorumsuzluk söz konusu. Renk aşkı ve kulüp aşkı bitmiş, para nedeniyle kulüpleri zor duruma sokan oyuncular mevcut. Bizim zamanımızda haftada 2-3 antreman yapardık, şimdi ise günde 2 antreman yapan oyuncular en kritik sayıda servisi filenin göbeğine atıyor, smacı ise karşı duvara vuruyorlar. Antrenörler maalesef çok zayıfladı, dışarıdan oyuncu transferine yani işin kolayına kaçıyorlar. Yabancı antrenöre göz yummak ise en acısı. Yabancı antrenörler oyuncu yetiştirmiyorlar. Halbuki şimdi hem bayan hem erkek olarak nesil oldukça iyi durumda. Hollanda’da 30 takımın katıldığı bir turnuvada Galatasaray Bayan Takımı şampiyon olmuştu. Turnuva sonrası antrenörler rica etti bir günlük seminer ile voleybol ve antreman inceliklerini anlattım. Türkiye’de 1972 yılında antrenör lisansı mecbur olunca açtığım kurstan 146 antrenör mezun oldu ve lisans aldı bunların arasından milli takım antrenörü olanlar oldu. Yani ilk antrenör hocası oldum. Daha sonra kademeler değiştirildi ve bana bir gün senin lisansın yok dediler. Merak edip bir seminere davet edip sende bildiklerini anlat demediler.
Milli takımda oynayabilmek için can atardık, bizim zamanımızda fazla milli maç yapılmazdı. Paris’te baş parmağım kırıldığından 7 kere A milli 6 kez de öğrenci olarak milli oldum. 23 yaşında Milli Takım antrenörü oldum. SOTİR-MURAFA gibi antrenörlerin asistanıydım. Onlardan sonra kurulan takımlara göre Erkek Genç-A Bayan ve A Erkek Milli Takım’larının antrenörü oldum. Oyuncu-Antrenör ve Teknik direktör olarak 185 milli maçta görev yaptım. Milli olmak, bizim için en yüce duyguydu bunun için her türlü fedekarlığı yaptım. Örneğin Los Angeles Üniversitesi’ nden burs kazandığım halde gitmedim. Yoğurt fabrikam vardı, işlerimi bırakıp kamp ve seyahatlere gittim.
1951-1953 yıllarında 3 pasör ve 3 smaçörle çıkar, smaçları topu elde taşıyarak çıkartırdık fakat bu modern voleybolda faul olduğundan ötürü milli maçta çabucak yenilirdik. İlk Yugoslav antrenörden smaç vurarak oynamayı öğrendik daha sonra 1956-1958 yıllarıyla birlikte arkadan pasör kaçırarak oynamayı öğrendik.
Sonunda İlk Voleybol Federasyonu kuruldu. Bundan 4 yıl sonra 2 Romen antrenör SOTİR ve MURAFA geldi. Artık modern voleybol oynanmaya başlandı, kaliteli hakemler yetişmeye başladı. Bu arada Japonlar manşeti geliştirdiler. Çünkü milli maçlarda hakemler çok faul düdüğü çalıyorlardı. Bizim zamanımızda teknik daha iyiydi, topun oyunda kalması heyecan ve zevk veriyordu. Şimdi ise çok sert smaç servislerle teknikten uzak güce dayalı bir voleybol anlayışı var. Ayrıca çok hata ve bir sorumsuzluk söz konusu. Renk aşkı ve kulüp aşkı bitmiş, para nedeniyle kulüpleri zor duruma sokan oyuncular mevcut. Bizim zamanımızda haftada 2-3 antreman yapardık, şimdi ise günde 2 antreman yapan oyuncular en kritik sayıda servisi filenin göbeğine atıyor, smacı ise karşı duvara vuruyorlar. Antrenörler maalesef çok zayıfladı, dışarıdan oyuncu transferine yani işin kolayına kaçıyorlar. Yabancı antrenöre göz yummak ise en acısı. Yabancı antrenörler oyuncu yetiştirmiyorlar. Halbuki şimdi hem bayan hem erkek olarak nesil oldukça iyi durumda. Hollanda’da 30 takımın katıldığı bir turnuvada Galatasaray Bayan Takımı şampiyon olmuştu. Turnuva sonrası antrenörler rica etti bir günlük seminer ile voleybol ve antreman inceliklerini anlattım. Türkiye’de 1972 yılında antrenör lisansı mecbur olunca açtığım kurstan 146 antrenör mezun oldu ve lisans aldı bunların arasından milli takım antrenörü olanlar oldu. Yani ilk antrenör hocası oldum. Daha sonra kademeler değiştirildi ve bana bir gün senin lisansın yok dediler. Merak edip bir seminere davet edip sende bildiklerini anlat demediler.
SİZİN DÖNEMİNİZDEKİLERLE ŞİMDİKİ DERBİLERİ KARŞILAŞTIRABİLİR MİSİNİZ?
Bizim zamanımızdaki derbiler; G.S.-Beyoğluspor, G.S.-Darüşşafaka, G.S. –Fenerbahçe, G.S.-Arçelik, G.S.-Beşiktaş, G.S.-Eczacıbaşı(Bayan ve Erkek) arasında olurdu. Bu derbiler çok kaliteli olurlardı, i.T.Ü.-Spor Sergi Sarayı-Ankara Kolej salonları tamamen dolardı. Maçlara gerçek voleybolseverler ve voleybolu bilenler gelirdi.
Bizim zamanımızdaki derbiler; G.S.-Beyoğluspor, G.S.-Darüşşafaka, G.S. –Fenerbahçe, G.S.-Arçelik, G.S.-Beşiktaş, G.S.-Eczacıbaşı(Bayan ve Erkek) arasında olurdu. Bu derbiler çok kaliteli olurlardı, i.T.Ü.-Spor Sergi Sarayı-Ankara Kolej salonları tamamen dolardı. Maçlara gerçek voleybolseverler ve voleybolu bilenler gelirdi.
-GALATASARAY ERKEK VE BAYAN VOLEYBOL TAKIMLARI HAKKINDAKİ FİKİRLERİNİZ NELERDİR?
Galatasaray diğer takımlara uymamalıdır o her zaman önderdir. Bence örnek olarak Türk voleyboluna ihtiyacı olan taze kanı getirmelidir. Sahalarda ilkesiz yabancılara boşu boşuna harcanan paralara son verilmelidir. İstikbal vaat eden genç Türk çocuklarına yer verilmeli ve onlar kazanılmalıdır. Onlar ilk sene derece yapamazlar ama en geç iki yıl sonra onları izlerken gerçek voleybolu seyredecek ve zevk alacaksınız.
Galatasaray diğer takımlara uymamalıdır o her zaman önderdir. Bence örnek olarak Türk voleyboluna ihtiyacı olan taze kanı getirmelidir. Sahalarda ilkesiz yabancılara boşu boşuna harcanan paralara son verilmelidir. İstikbal vaat eden genç Türk çocuklarına yer verilmeli ve onlar kazanılmalıdır. Onlar ilk sene derece yapamazlar ama en geç iki yıl sonra onları izlerken gerçek voleybolu seyredecek ve zevk alacaksınız.
EN BEĞENDİĞİNİZ OYUNCULAR VE ERKEK TAKIMIN BAŞARILI OLABİLMESİ İÇİN FİKRİNİZ NEDİR?
Galatasaray’da oynarken G.S. Genç ve A Bayan takımlarını çalıştırıyordum. Bunlar İstanbul ve Türkiye şampiyonu idiler. Aynı anda 1958 yılında Beykoz takımını kurdum. 3.Ligden 1.lige çıktık. O yıl Galatasaray ile Türkiye birinciliğini kazandık. O takımdan Vedat-Şakir Tunçkol-Levent-Erdinç-Erdal Önder-Bahattin milli oldular.
1966 yılında RASİMPAŞA’yı çalıştırdım ve bu takım Bayanlarda İstanbul ve Türkiye şampiyonluğu, erkeklerde ise Türkiye 3. Oldu.
Erdal Önder : Büyük oyuncu, büyük antrenör.
Güngör Demirtaş : G.S. ve Milli takımda uzun süre kaptanlık yaptı ve bayan milli takımı çalıştırdı.
Başarı için bence A Erkek Milli Takım’ın Bayan Milli Takım’dan daha iyi disipline edilmesi gerekmektedir.
Galatasaray’da oynarken G.S. Genç ve A Bayan takımlarını çalıştırıyordum. Bunlar İstanbul ve Türkiye şampiyonu idiler. Aynı anda 1958 yılında Beykoz takımını kurdum. 3.Ligden 1.lige çıktık. O yıl Galatasaray ile Türkiye birinciliğini kazandık. O takımdan Vedat-Şakir Tunçkol-Levent-Erdinç-Erdal Önder-Bahattin milli oldular.
1966 yılında RASİMPAŞA’yı çalıştırdım ve bu takım Bayanlarda İstanbul ve Türkiye şampiyonluğu, erkeklerde ise Türkiye 3. Oldu.
Erdal Önder : Büyük oyuncu, büyük antrenör.
Güngör Demirtaş : G.S. ve Milli takımda uzun süre kaptanlık yaptı ve bayan milli takımı çalıştırdı.
Başarı için bence A Erkek Milli Takım’ın Bayan Milli Takım’dan daha iyi disipline edilmesi gerekmektedir.
Yorumlar
Yorum Gönder