PETTERI LAURILLA
Bu sefer konuğumuz eski voleybolcu ve GS takım kaptanlığı yapmış olan Finli Petteri Laurilla.
Öncelikle sorularımıza cevap verdiğin için çok teşekkür ederiz Petteri.
- Hatırlarsın senle ilk defa bir Ankara deplasmanında kamp yaptığınız otelde karşılaşmıştık ve seni çok sevmiştik. Orada Ümit Hızal bize senin Türkçe’yi anladığını söylemişti, gerçektende sen bizim konuşmamızı anlarmış gibi dinliyordun. Dört ya da beş dil biliyormuşsun. Niçin bu kadar dil öğrendiğini bilmek istiyoruz?
Evet, o Ankara akşamını hatırlıyorum. Türkiye’ye birkaç hafta önce gelmiştim ve bu yüzden Türkçe konuşamıyordum fakat bir parça anlıyordum. Ümit Hızal’ın bunu bildiğini düşünüyorum bu yüzden benden böyle bahsetmişti. Fakat esas önemli konu oynadığın ülkenin dilini bilmektir diye düşünüyorum. Şayet oynadığın ülkenin dilini konuşup anlayabilirseniz sadece takımla anlaşmak değil diğer her şey de çok kolaylaşır. Fince, İngilizce, İsveççe ve İtalyancayı iyi bir şekilde ayrıca bir parça da Almanca konuşurum.
Türkçe sence nasıl bir dil?
Türkçe çok zor bir dil, bu nedenle Türkiye’de sadece bir sezon oynadım ve dokuz ay içinde de Türkçe öğrenemedim. Aynı şeyleri Polonyaca ile de yaşadım. Bazı şeyleri öğrenmeye başladığım zaman o ülkeden ayrılma zamanım gelmiş oluyor ve daha sonra sen her şeyi unutuyorsun.
- Finlandiya Milli Takımı formasını yüzün üzerinde giymişsin bu nasıl bir duygu?
Fin Milli Takımında 192 kez oynadım. 1993-2005 zaman dilimi içerisinde bizim takımdan birçok voleybolcu Finlandiya dışında oynamaya başladı ve böylece bizim uluslar arası tecrübemiz epey arttı. Milli Takımda en büyük başarım 1997 yılında Avrupa Şampiyonası’nda Finlandiya Milli Takımı’nda yer almamdı. Birkaç kez İskandinav şampiyonluğunu kazandık, fakat bunun hiçbir zaman benim için bir özel yanı olmadı. Finlandiya Milli Takımı 2006 yılından sonra iyi neticeler almaya başladı, zaten bu zamanlar da benim milli takımdan ayrıldığım zamana rastladı. (Acaba bunda bir iş mi var.
- Oynadığın takımlarda birçok başarı elde ettin. Senin için bunlardan en değerlisi hangisidir?
Güzel soru, bazı gazetecilere göre benim için en değerli olan başarılar İtalya ve İsviçre’de kazandığım şampiyonluklardır. Fakat Modena’da Lloy Ball’in ardından ikinci pasördüm ve İsviçre Ligi’nin seviyesi de çok yüksek değildi. Benim için en önemli sezon İtalya’da Forli takımında A2 Ligi’nde oynadığım 1998-99 sezonuydu. Bu sezon 25 yaşındaydım ve bu benim İtalya’daki ilk senemdi ayrıca gerçekten ligi kazanmaya ihtiyacı vardı. Sadece kazanan takım gelecek sezon A1 liginde oynayacaktı. Play off yoktu bu nedenle 30 maçın hepsinde çok iyi oynamak zorundaydık sonunda bunu gerçekleştirdik.
- Söyleyebilir misin Petteri nasıl biridir?
Benim için cevaplandırılması çok zor bir soru. Belki şöyle cevaplandırabilirim. Kendimin çok çalışkan olduğunu düşünürüm ve kendime karşı çok dürüst olmaya gayret ederim özellikle de voleybolda oynadığım oyunla ilgili olarak.
Öncelikle sorularımıza cevap verdiğin için çok teşekkür ederiz Petteri.
- Hatırlarsın senle ilk defa bir Ankara deplasmanında kamp yaptığınız otelde karşılaşmıştık ve seni çok sevmiştik. Orada Ümit Hızal bize senin Türkçe’yi anladığını söylemişti, gerçektende sen bizim konuşmamızı anlarmış gibi dinliyordun. Dört ya da beş dil biliyormuşsun. Niçin bu kadar dil öğrendiğini bilmek istiyoruz?
Evet, o Ankara akşamını hatırlıyorum. Türkiye’ye birkaç hafta önce gelmiştim ve bu yüzden Türkçe konuşamıyordum fakat bir parça anlıyordum. Ümit Hızal’ın bunu bildiğini düşünüyorum bu yüzden benden böyle bahsetmişti. Fakat esas önemli konu oynadığın ülkenin dilini bilmektir diye düşünüyorum. Şayet oynadığın ülkenin dilini konuşup anlayabilirseniz sadece takımla anlaşmak değil diğer her şey de çok kolaylaşır. Fince, İngilizce, İsveççe ve İtalyancayı iyi bir şekilde ayrıca bir parça da Almanca konuşurum.
Türkçe sence nasıl bir dil?
Türkçe çok zor bir dil, bu nedenle Türkiye’de sadece bir sezon oynadım ve dokuz ay içinde de Türkçe öğrenemedim. Aynı şeyleri Polonyaca ile de yaşadım. Bazı şeyleri öğrenmeye başladığım zaman o ülkeden ayrılma zamanım gelmiş oluyor ve daha sonra sen her şeyi unutuyorsun.
- Finlandiya Milli Takımı formasını yüzün üzerinde giymişsin bu nasıl bir duygu?
Fin Milli Takımında 192 kez oynadım. 1993-2005 zaman dilimi içerisinde bizim takımdan birçok voleybolcu Finlandiya dışında oynamaya başladı ve böylece bizim uluslar arası tecrübemiz epey arttı. Milli Takımda en büyük başarım 1997 yılında Avrupa Şampiyonası’nda Finlandiya Milli Takımı’nda yer almamdı. Birkaç kez İskandinav şampiyonluğunu kazandık, fakat bunun hiçbir zaman benim için bir özel yanı olmadı. Finlandiya Milli Takımı 2006 yılından sonra iyi neticeler almaya başladı, zaten bu zamanlar da benim milli takımdan ayrıldığım zamana rastladı. (Acaba bunda bir iş mi var.
- Oynadığın takımlarda birçok başarı elde ettin. Senin için bunlardan en değerlisi hangisidir?
Güzel soru, bazı gazetecilere göre benim için en değerli olan başarılar İtalya ve İsviçre’de kazandığım şampiyonluklardır. Fakat Modena’da Lloy Ball’in ardından ikinci pasördüm ve İsviçre Ligi’nin seviyesi de çok yüksek değildi. Benim için en önemli sezon İtalya’da Forli takımında A2 Ligi’nde oynadığım 1998-99 sezonuydu. Bu sezon 25 yaşındaydım ve bu benim İtalya’daki ilk senemdi ayrıca gerçekten ligi kazanmaya ihtiyacı vardı. Sadece kazanan takım gelecek sezon A1 liginde oynayacaktı. Play off yoktu bu nedenle 30 maçın hepsinde çok iyi oynamak zorundaydık sonunda bunu gerçekleştirdik.
- Söyleyebilir misin Petteri nasıl biridir?
Benim için cevaplandırılması çok zor bir soru. Belki şöyle cevaplandırabilirim. Kendimin çok çalışkan olduğunu düşünürüm ve kendime karşı çok dürüst olmaya gayret ederim özellikle de voleybolda oynadığım oyunla ilgili olarak.
Transferde ne için Galatasaray’ı tercih ettin?
Galatasaray bana ilk teklifi Haziran’da yapmıştı. 2006 yazı benim milli takımda olmadığım ilk yılımdı ve ben mümkün olduğunca çabuk bir takımla anlaşmak istiyordum bu nedenle evde yalnız olarak çalışmaya yeterince motive oldum. En sonunda Galatasaray’dan (VERY big club) teklif geldi ve benim için büyük bir macera başladı. Bu büyük ailenin bir parçası olmak istedim.
- 1996 yılından itibaren voleybol oynuyorsun, hiçbir zaman voleyboldan sıkılmadın mı, voleybolu bırakmayı düşünmedin mi?
Hiçbir zaman! Bu benim mesleğim ve ben onu çok seviyorum. Çok şanslıyım ki böyle bir işim var. Şüphesiz ki sakatlandığım günlerde takımda olamamak ve takımıma yardımcı olamamak benim için çok zordu. İki yıl önce bazı fiziksel problemlerim oldu ve bütün sezon çok zor geçti. Fakat daha sonra bu problemleri çözmenin çaresini bulduk. Şimdi daha iyiyim ve kendimi daha iyi hissediyorum. Doğal olarak kariyerime bir gün son vereceğim fakat şimdi değil.
- En hoşlandığın sporcular Sergei Bubka ve Federer imiş neden?
Her ikisi de kendi spor dallarında uzun süre en iyi idiler. Şimdi Nadal, Federer’e rakip oldu. Fakat bence hala Federer Nadal’a karşı mücadele ediyor.
- Türk Voleybolu hakkında ne düşünüyorsun?
Türkiye Ligi’nin seviyesi çok iyi bir düzeyde! Milli Takımda belli bir potansiyel var ayrıca çok güçlü yabancı sporcuları getirebilecek yeterli para bulunuyor. Her maçta oyuncular verebileceklerinin en iyisini vermeyi kazanmayı istiyorlar ki bence bu çok önemli.
- Herhangi bir özel uğurun var mı?
Hayır yok. Maçlardan önce bazı alışkanlıklarım var. Niçin olduğunu bilmiyorum fakat her zaman sol ayağımı sağ ayağımdan önce atarım. Saçma şey fakat zararsız bir şey.
- Galatasaray’da oynadığın zamanlara ait iyi veya kötü bir anın var mı?
İlk önce söylemeliyim ki Galatasaray’da kaptan olarak görev yapmak benim için çok gurur vericiydi. Bir yabancı oyuncu içi daha büyük bir övünç kaynağı düşünemiyorum. Sezona çok zor bir giriş yaptık, fakat sezon sonunda genç oyunculardan oluşan bir takımla ve Ümit Hizal ile Salih Tavacı’yla çok sıcak hatıralarım var. İstanbul’u evimden uzak yaşadığım şehirler içinde en iyisi olarak buldum.
- Türkiye Voleybol Ligi’ni takip ediyorsun. Sence en iyi bayan ve erkek oyuncular kimler?
Doğrusunu söylemem gerekirse hiçbir ülkede bayan voleybolunu fazla izlemiyorum. Fakat şüphesiz ki Türkiye’deki erkek voleybol maç sonuçlarını her hafta takip ediyorum. Aklımda özel bir oyuncu yok fakat her zaman ilk olarak Galatasaray’ın oyun ve sonuçlarına bakıyorum. Bu sezon İBB için iyi bir sezon olacağını zannediyorum. Çünkü İBB’de 2 Finlandiya’lı oyuncu bulunuyor.(Kunnari ve Oivanen)
Bu güzel cevapların için teşekkürler Petteri.
Kişisel Olarak Almış Olduğu Ödüller
• SM-League All-Stars Seven 1997, 2004
Takım Olarak Almış Olduğu Ödüller
• 2002 yılında İtalyan A1 Ligi şampiyonluğu
• İsviçre Ligi Şampiyonluğu 1998
• İsviçre Lig Kupası 1998
• 1999 yılında İtalyan A2 Ligi şampiyonluğu
• 1999 yılında İtalyan A2 Ligi Kupası
• 2005 yılında Lehçe Ligi şampiyonluğu
• 2008 yılında Baltık Ligi gümüş madalya
• 2008 yılında Estonya Ligi gümüş madalya
Oynadığı takımlar
1991-1993 Vammalan Voleybol
1994-1997 PPS Helsinki
1997-1998 Näfels
1998-1999 Forli İtalya
1999-2001 Forli
2001-2002 Cimone Modena
2002-2003 AS Cannes
2003-2004 Korson Veto
2004-2005 Goia Delle Colle
2005-2006 KS Jastrzebski Węgiel
2006-2007 Galatasaray
2007-2008 Tartu
2008-2009 Hurricane Loimaa
1994-1997 PPS Helsinki
1997-1998 Näfels
1998-1999 Forli İtalya
1999-2001 Forli
2001-2002 Cimone Modena
2002-2003 AS Cannes
2003-2004 Korson Veto
2004-2005 Goia Delle Colle
2005-2006 KS Jastrzebski Węgiel
2006-2007 Galatasaray
2007-2008 Tartu
2008-2009 Hurricane Loimaa
Yorumlar
Yorum Gönder