BOĞAZDAN FİLELERE DENİZ DOSOĞRU

BİZE BİRAZ KENDİNİZDEN BAHSEDER MİSİNİZ…
Sporcu bir ailede büyüdüm. Küçük yaşlarda Uludağ’da kayağa, Dağcılık kulübünde Tenise başladık. Yazları Boğazda oturduğumuz için yüzmek sabahtan akşama kadar bıkmadan gerçekleştirdiğimiz bir eylemdi. Yan yalıda da dayımlar otururdu. Dayım, Selman Erim de zaten GS kulübünde yönetimlerde bulunmuş, voleybol şube başkanlığı yapmış koyu bir GS’ lıdır. Hafta sonları o zamanın bir çok ünlü GS’ lı futbolcusu ( Gökmen, Yasin dahil) yalıya gelir, mini kale futbol oynanırdı. İki yalı yan yana-ortada bir beton saha-mini futbol biter, voleybol ağı gerilir, maç yapılırdı. Sonra da ter-kan ter içinde boğazın serin sularına atlanırdı. Beni voleybol maçlarında en arkaya ( fasulyeden-o zamanın bir tabiri) koyarlar, top gelirse vur derlerdi. O zamandan ciddi bir hırs mı yapmışım nedir, birkaç yıl sonra ben onları arkaya koyup “top gelirse vurun” dediğimi çok iyi hatırlıyorum. Babam ve annem eski GS’ lı kürekçi idi. Boğazda tek futa kürek çekmişliğimiz bile var…
VOLEYBOLA BAŞLAMADAN YÜZME SPORU İLE İLGİLENİYOR MUŞSUNUZ NEDEN VOLEYBOLA DÖNÜŞ YAPTINIZ?
13 yaşındaydım ama boyum yaşıma göre çok uzundu. O zaman Kalamış GS kulübünde beni İbrahim Sulu gördü ve “gel seni yüzdürelim, atladığınla çıktığın bir olur, madalya alırsın”dedi. 1973 yazı kulüpte yüzmeye başladım. Aynı zamanda aile dostumuz rahmetli Rasih Minkari “seni voleybola başlatalım” deyip beni Hasnun Galip sokaktaki kulübe götürdü. Boyumu gören beni kapıyor, yıldız takımda antrenmana başladım. Sabah yüzmeye, öğleden sonra voleybol antrenmanına gitmeye başladım. Kısa zamanda durum fark edildi. Yüzme adaleleri yumuşatıyor, voleybol sertleştiriyor “bir seçim yap yoksa sakatlanırsın” dediler. Ben de voleybolu seçtim. Zaten boğazın güzelim suyundan sonra klorlu suda yüzmeyi pek sevmemiştim. İbrahim bey çok kızmıştı hatırlıyorum, kızı ben keşfettim voleybol şubesi kaptı durumu oldu. Derken beni A takım antrenörleri gördü ve olan oldu. Hemen A Takım antrenmanlarına katılacaksın dediler. Sonuçta ben hiç Yıldız ya da Genç takımda oynamadım, direk A takımda oynayan nadir sporculardanım herhalde…
VOLEYBOLA NEREDE VE NASIL BAŞLADINIZ?
Ben aileden, yani doğuştan fanatik GS’ lıyım. Halen de değişen bir şey yok. Başka bir kulüpte oynamadım, oynamazdım da. Rahmetli Şakir Eczacıbaşı bana “seni Eczacıbaşı Kulübüne transfer etmek için ne yapmalıyım?” diye sorduğunda “bu imkansız” demiştim çünkü benim için tek kulüp var, Galatasaray. Öyle büyütüldük ve amatör bir ruhla spor yaptık. Bugün voleybol oynasam sanırım hem çok para kazanırdım hem de bir sürü transfer yapardım diye düşünüyorum ama o zamanlar farklıydı.
BUGÜNE KADAR OYNADIĞINIZ KULÜPLER HANGİLERİDİR?
Sadece Galatasaray ve Milli Takım. Bir de Amerika’da okurken Austin Texas Üniversitesinde burslu olarak oynadım.
GALATASARAY’DA OYNADIĞINIZ GÜNLERDEN BİRAZ BAHSEDEBİLİRMİSİNİZ?
Başarılı bir sporcuydum. Takımın bütün yükü çok genç olmama rağmen omuzlarımdaydı. Hırslıydım ama hırsım kendimi aşmaktı. Sorumluluğu çok küçük yaşta öğrendim. Takım arkadaşlığımız çok güzeldi. Paylaşmayı, birlikte sevinip, birlikte üzülmeyi öğrendik. Bugün yaşam felsefem olan birçok niteliğimi takım sporu yapmama borçlu olduğumu düşünüyorum.
YABANCI BİR FEDERASYON BAŞKANI ÖNÜNÜZDE DİZ ÇÖKMÜŞ VE SİZDEN ÖZÜR DİLEMİŞ. O HİKAYEYİ ANLATABİLİRMİSİNİZ?
Sene 74, milli takıma seçilmişim ve Belçika’ ya Bahar Kupası’na gidiyoruz. O zamanlar faks bile yok, teleks ile takım bilgilerimiz –boy, yaş, kilo vs. Belçika Federasyonuna bildiriliyor. Yaşımın yanlışlıkla 14 bildirildiğini düşünmüşler ve basılan kitapçıklarda yaşımı 24 olarak yazmışlardı. Belçika Federasyon Başkanı elinde bir kırmızı gülle önümde diz çöktü ve “bir bayanın yaşını 10 yaş büyütmek gibi çok büyük bir hata yaptık, Lütfen beni affedin” dedi. Çok gülmüştük. En genç A milli olma unvanımı hala koruyor muyum? açıkçası bilemiyorum.

MİLLİ TAKIM FORMASINI GİYMEK NASIL BİR DUYGU VE KAÇ KEZ TÜRK VOLEYBOL MİLLİ TAKIMI FORMASINI GİYDİNİZ
Milli Takım benim için tarifi zor bir duygu. Ülkeni temsil etmek, bu ülkede yaşayan insanları başarılarınla mutlu etmek, seçilmişsen en iyisini yapmak, Türkiye’ yi yurt dışında tanıtmak. O bayrağın dalgalandığını görmek. Sanırım voleybolu bıraktığımda en çok bu duyguyu özledim. Milli formayı 55 kez giydim.

GENÇ MİLLİ TAKIMLA SELANİK MACERASINDAN BAHSEDEBİLİRMİSİNİZ?
Deli dolu yıllarımızdı, biraz fazla eğlenmiştik. Fotoğraf Atatürk’ün evinde çektirdik.

YA PERVANELİ UÇAKLA BÜKREŞ SEYAHATİNİN ÖYKÜSÜ.
Bükreş Dinamo ile maç yapmaya gitmiştik. O zaman Romanya tam bir demirperde ülkesi, yokluk içinde. Doğru dürüst yemek bile yiyemiyorduk, sürekli sokakta sosisli ekmek ile karın doyurduk. “İstanbul’a toprağı öpeceğiz” dediğimizi hatırlıyorum, bir de Dinamo antrenörünün takımına öldüresiye antrenman yaptırdığını, yere düşen oyuncunun kalkana kadar suratına top vurduğunu çok iyi hatırlıyorum. Dehşete düşmüştük.
TAKIM ARKADAŞLARINIZ İÇERİSİNDE BİR LAKABINIZ VAR MIYDI?
Herkes bana Deno derdi, bir lakabım yoktu.
MAÇ ESNASINDA UĞUR GETİRDİĞİNE İNANDIĞINIZ HERHANGİ BİR HAREKET VEYA UĞUR SAYDIĞINIZ BİR DAVRANIŞ VARMIYDI?
Çok uğur yapardım ama en belirgin uğurum topu öpüp öyle servis atmamdı herhalde…
BU GÜNE DEK MAÇLARDA UNUTAMADIĞINIZ BİR ANINIZ OLDUMU?
Bir sürü anı, olmaz mı? Annemin bir anısını anlatmak isterim. O zamanlar beni seyretmeye gelen bir kitle vardı, “tribünü vardı” derler benim için. Önemli bir maçta, iyi bir hareketim sonrası seyircilerden biri “ Helal olsun seni doğuran anaya” diye bağırınca, annem ayağa kalkıp “ ben doğurdum ben!” diye bağırmış ama sonra çok utanmış… Annem benim en fanatik seyircimdi, her maçıma gelirdi.
DAHA ÇOK SOL KOLUNUZU KULLANIYORMUŞSUNUZ BU SİZE BİR AVANTAJ SAĞLIYORMUYDU?
Solaklık voleybolda çok büyük bir avantaj ve ben bu avantajımı iyi kullanan bir sporcuydum.
VOLEYBOLU BIRAKTIKTAN SONRA ARKADAŞLARINIZLA BERABER BİR TAKIM KURMUŞ ALT LİGLERDE OYNAMIŞ VE BİRİNCİ OLMUŞSUNUZ?
Evet. Bir Veteran turnuvası oynamıştık 2003’de. Biraz da antrenman yapınca hemen elimiz top tutar oldu ve çok keyif aldım. Hamiyete, “hadi kurun bir takım oynayacağım” dedim. İlk sene Mahalli Lig’de Haydarpaşa takımında oynadık ve ikinci olduk. Sonraki iki sene ise Kadıköy Belediye’sinde oynadık, şampiyon olmamıza rağmen bir üst lige Bölgesel Lig’e çıkmak istemedik çünkü herkes çalışıyordu ve pek vaktimiz yoktu.
ESKİ ARKADAŞLARINIZ İLE SIK SIKBİR ARAYA GELİYORSUNUZ. BU DOSTLUK NASIL OLUŞTU BİRAZ ANLATIRMISINIZ?

Gençliğimiz birlikte geçti, eski dostluklar farklı oluyor ara versen bile aynı yerden tekrar başlayabiliyorsun. Birbirimize unuttuğumuz anıları hatırlatıyoruz, çok gülüyoruz.
YURT İÇİ VE YURT DIŞINDA EN ÇOK BEĞENDİĞİNİZ OYUNCULAR KİMLERDİR?
Türkiye’nin en başarılı sporcularından Neslihan Darnel. Yabancı oyuncu olarak da FB’li uçan voleybolcu Marshall’i beğeniyorum.


VOLEYBOL DIŞINDA İLGİLENDİĞİNİZ SPORLAR VAR MI?
Kayak ve Snowboard vazgeçemediğim kış sporlarından. Voleybol oynarken de fırsat bulduğumda gizli gizli Uludağ’a kaçardım, çünkü sakatlanırız diye özellikle kayak kaymamız yasaktı. Sonrada gazetede kayarken fotoğrafım çıkar, antrenörüme yakalanırdım. Tenis de sevdiğim bir spor ama pek vakit bulamıyorum iş yoğunluğundan, emekli olunca oynarım diye ümidim var.
EĞER VOLEYBOLCU OLMASAYDINIZ NE YAPMAYI DÜŞÜNÜRDÜNÜZ?
Yine voleybol oynamak isterdim sanırım. Hatta erken yaşta bırakmayıp, Olimpiyatlara gitmek , kürsüye çıkıp madalya almak çok isterdim…
GENÇ VOLEYBOLCULARA İYİ BİR VOLEYBOLCU OLMALARI İÇİN NE ÖNERİRSİNİZ?
Bir sporcunun en ciddi rakibinin kendisi olduğunu düşünüyorum. Her gün daha iyisini yapamaya odaklanıp sürekli çalışmalı ve kendilerini geçmeyi hedeflemeliler. Sonra takıma faydası olabilir.
SİZİN ZAMANINIZDAKİ OYUNCULARLA ŞİMDİKİLER ARASINDAKİ FARK NEDİR?
Biz bugün olduğu gibi günde iki antrenman yapmazdık. Şimdi sporculuk bir iş gibi. Biz o zamanlar çok amatör bir ruhla oynadık, iş gibi görmedik. Ben eğitimini sporla birlikte yürütebilen sporcular olması taraftarıyım, profesyonel spor hayatı ile biraz zor ama imkansız değil…
TRİBÜNLERE VOLEYBOL SEYİRCİSİNİN ÇEKİLMESİ VE KEMİK BİR SEYİRCİ KİTLESİ OLUŞTURULMASI İÇİN NELER YAPILABİLECEĞİ HAKKINDA FİKRİNİZ NEDİR?
Milli takımlarda önemli başarıların sağlanması ve voleybol iletişiminin Federasyon ve kulüpler tarafından daha profesyonelce yapılması…
EKLEMEK İSTEDİĞİNİZ BAŞKA ŞEYLER VARSA LÜTFEN BELİRTİR MİSİNİZ.
1979 Akdeniz Oyunları Split’de İtalya Ancona- Fano takımından bir yönetici elinde bir siyah bond çanta ile yanıma geldi ve elindeki sözleşmeyi imzalarsam çantadaki 5 milyon lireti bana vereceğini söyledi. Daha önce İtalya’daki Gençler Şampiyonasında en iyi oyuncu seçilmiştim, o zamandan beri izimi sürüyorlarmış. Ben hemen antrenörüm Cengiz Göllü’yü çağırdım ve adamı kovaladılar. Daha sonra da aynı kulüpten yöneticiler bir şekilde bana ulaştılar ancak aynı zamanda Texas Üniversitesinden de bir burs teklifi almıştım. Amerika’ da okumayı tercih ettim. Oradaki antrenörüm de çok iyi bir antrenördü. Mick Haley daha sonra Amerikan milli takım antrenörlüğünü yaptı.
Hep merak etmişimdir, o gün Amerika yerine İtalya’ da voleybol oynamaya karar verseydim ne olurdu diye. Belki de çok daha uzun seneler voleybol kariyerime devam ederdim, kim bilir?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BEGONVİL

ANADOLU'DA İLK MOĞOL İSTİLASI

ŞİMDİYE KADARKİ EN İYİ 20 VOLEYBOL FİLMİ