OSMANLI DONANMASINDAKİ ŞÖHRETLİ İNGİLİZ
Augustus
Charles Hobart Hampden ya da Türkiye’deki adıyla Hobart Paşa, maceraperest bir
denizci olarak belki de 16.yüzyılın korsanlar döneminde dünyaya gelmesi
gerekirken hayatı 19.yüzyıla denk düşmüş bir maceraperestti.
Denizcilik
okulunu bitirdikten sonra ilk görevi Güney Amerika kıyılarında köle ticaretine
engel olmaktı. Buradan İngiltere’ye dönen Augustus Charles Hobart, görevinde
sağladığı başarının ödülü olarak Kraliçe Victoria’nın Victori and Albert yatına
atandı. Kırım Savaşı’na Baltık cephesinden katıldı. 1860’larda İngiltere
bahriyesindeki kurallara göre devlet savaşta olmadığı dönemlerde, albay
olanlar, dört sene müddetle bir hizmette kullanılamaz, yarım maaşla açıkta
kalır, isterlerse ayrı bir iş yapabilirlerdi. Hobart, aynı dönemde tüm
şiddetiyle devam etmekte olan Amerikan İç Savaşı’nda birkaç arkadaşıyla inşa
ettirdiği özel tip bir gemiyle abluka yarıcılık yapmaya başladı. Kuzeyliler
tarafından abluka altına alınan Güney limanlarına silah, cephane, yiyecek götürüp
karşılığında pamuk alarak Avrupa’ya sevk ediliyordu. Hiç yakalanmadı ve burada
sağladığı ün hem Amerika’da hem de Avrupa’da duyuldu.
1868’de
Osmanlı Bankası Genel Direktörü olarak görev yapan büyük ağabeyi Lord Hobart’ın
aracılığıyla Osmanlı donanmasında görev aldı. Girit Adası’ndaki ayaklanmayı
bastırmada büyük başarı kazandı. Girit isyanındaki hizmeti dolayısıyla Sultan
Abdülaziz tarafından koramiralliğe yükseltildi. Ancak yaptıkları İngiltere’de
diplomatik sıkıntı yarattı. İngiltere bahriyesi, ismini subay listesinden
sildi. 1874 yılında Lord Derby’nin girişimleriyle yeniden İngiliz donanma
listesine adı yazıldı.
1877’deki
Osmanlı-Rus Savaşı’nın başlangıcına kadar donanmanın modernleştirilmesi için
çalıştı. İstanbul’da İngilizce olarak yayınlanan The Levant Herald adlı
gazetenin haberine göre, Osmanlı Devleti’nde ilk spor kulübünü de İmperial
Yachting and Boating Clup adıyla Hobart Paşa kurdu.
93 Harbi
olarak da bilinen Osmanlı-Rus Savaşı’nda Karadeniz filo kumandanı olarak görev
aldı. Tuna Nehri’nde ve Batum çevresindeki başarılarıyla yeniden adını duyurdu.
Rusların Batum Limanı’ndaki Türk filosuna yapmış olduğu torpido saldırısını
başarıyla savuşturdu, ardından da ele geçirdiği dönemin en yeni silahlarından
bir Whitehead torpidosunu İstanbul’a inceleme için gönderdi.
11 Ocak
1881’de vezirlik ve büyük amiral rütbesiyle donanma komutanı oldu ve 1884’te
anılarını yazmaya başladı. Bir av partisinin sonunda başlayan hastalığının
artması üzerine 17 Mart 1886’da tedavi için İtalya’ya gitmesine izin verildi.
Ancak iyileşemeyerek 19 Haziran 1886’da Milano’da öldü.
Yorumlar
Yorum Gönder