GEL VAN'A! GÖR ALEMİ!



Tartışırken bile iyi duygular yükseltip ve ölçülü konuşması beklenen kişinin, Van Şehri’nin arkasına saklanarak gündem yaratması dört çağrışımı akla getirdi.

Felaket.

Yalan.

Kötülük.

Baskı.

Ne olmuştu Van Şehri’ne?

Şehri, 7.2 deprem vurmuştu.

Kışın dondurucu soğuğunda Vanlılar ölülerine ağıt içindeyken Türkiye’nin geri kalan 80 şehrinde yaşayanlar da Van’ın yardımına imkanları ölçüsünde koşmuştu. Dinarlı Melike Öğretmen de dayanıksız yapılmış konut cinayetinin kurbanı olmuşların arasındaydı.

Ölümden hayat doğmuş.

Hayat onu öğretmen yapmış.

Ölüm onu Van’da bulmuştu.

Annesi ile babası 1995 yılında büyük Dinar depreminde çöken evlerin altında can verdiğinde Melike daha 7 yaşındaydı.

Sağ kurtulan o olmuştu.

Antalya’nın Alanya kazasından altın kalpli Ataman Ailesi yetim Melike’yi  evlatlık aldı.

Melike çalışkandı.

Okudu, öğretmen oldu.

Van’ın Erciş ilçesinde Bu Kürt çocuğudur….Bu Türk çocuğudur ayrımı yapmadan öğrencilerini eğitmeye-öğretmeye koştu. Van’da o kara kış günü 7.2’lik deprem olunca Dinarlı Melike Öğretmen 23 yaşındayken annesi ve babasının kaderiyle kucaklaştı.

Sanki o kadere kılıç çekti!

Sanki Van’ı yeniden o yarattı.

Sanki Van’ı bir sonraki (Allah göstermesin) 7.2’lik depremde yeni acılara düşmeyecek şekilde yeniden o var etti de Danıştay töreninde adalet adamlarının üzerine edepsizlik etme söylemiyle gidebilme hakkını kendinde buluyor.

Vanlıyam.

Şanlıyam.

Van Şehri, Urartu uygarlığından bütün insanlığa mirastı. Gönülleri büyüleyen güzellikteki Van Deniz’i ile ince, ölçülü, uygar, zevkli kurulmuştu.

Kanallarla sulanıyordu.

Her çeşit meyve ağacının lezzeti, binbir çeşit çiçeğin kokusu bahçeler içinde kurulu tek katlı, en fazla iki katlı evlerin içine dolardı. Hoyrat, hilekar, hırsız, arsız betonlaşma salgını Van’ı da sardı.

Meyve ağaçları kesildi.

Bahçeler viran oldu.

Su kanalları tarumar.

Van’ın iki katlı evleri yıkıldı. Yerlerini çok katlı kimliksiz, kişiliksiz; hırsız müteahhit, hırsız mühendis, hırsız siyasetçi, hırsız bürokrat, hırsız yeni zengin, hırsız yeni tarikatçı, hırsız eroinci mafyalık üreten beton binalar aldı. Vanlıların çok az bir bölümü de Van’ın yeşilini çalan bu gri kirli betondan balon şehirleşmenin kendilerini varlıklı yaptığını sanıp sevindiler.

Van Gölü’de kirlendi.

Vanlı Van’da göle giremiyor.

Gevaş’a gidiyorlar.

Akdamar’a… Edremit’e…

Gölde temiz su buralarda kaldı.

Van Şehri, tek değildir.

Muş, Bitlis, Hakkari!

Van ile birlikte havzadır!

Bu 4 şehirli havzada 2 milyon insan yaşar. Nüfusun yarısı yeşil kartlı yani resmen kayıtlı yoksullardır.

Sanayi yoktur.

Tarım bitiktir.

Hayvancılık ;  davar gidiy…biz gidik… üzerinedir. Van Şehri’nde bunca yoksulluk içinden bunca beton binalar, bunca göle nazır villalar; küresel uyuşturucu ticaretinin geçiş yolu üstünde yükselir.

                                                                                  NECATİ DOĞRU

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BEGONVİL

ANADOLU'DA İLK MOĞOL İSTİLASI

ŞİMDİYE KADARKİ EN İYİ 20 VOLEYBOL FİLMİ