MUHAFAZAKAR KAPİTALİZME İSYAN-EBUZER!
Zengin
kervanların önünü kesip, yoksullara dağıtan bir kabileden gelir. Bu kabilenin
davranışları haydutluk olarak tanımlanır. Ebuzer, İslam’dan önce; Mekke’de ki
putperestliği reddediyor, mülkiyet ilişkilerini sorguluyor ve zenginlerden
hesap sorulması gerektiğine inanıyordu. O’na göre zenginlik bir kader değildi.
Yoksulluk ve kölelik, bir alın yazısı değil, İhtiyaç duymadıkları şeyleri
kendilerinde bulunduranların yarattığı bir sonuçtu…
Tam
düşündüğü ve inandığı şeyleri söyleyen bir kişinin Mekke’de Peygamberlik
iddiasında bulunduğunu öğrendiğinde Ebuzer gidip harekete katıldı. Henüz
Peygamber ile ilk görüşmesinde, hiçbir ayet bilmemesine rağmen, inandığı
gerçekleri anlatmasına paralel olarak İslam’ı tebliğ etmesi ile
görevlendirildi. Ebuzer tebliğ görevi aldığında ne bir ayet biliyordu, ne
ibadet… Bu veriler ışığında, İslam’ın ana fikri Ebuzer’dir demek mümkündür.
Ebuzer’in Yanıbaşında yiyecek ekmeği bulunmadığı halde, kılıcını çekip soka fırlamayanın aklına şaşarım sözü, sosyal
sınıflar arasındaki çelişkinin en temelde nasıl çözümleneceğine dair bir
ipucudur. Keseye koyulup ağzı bağlanan altın ve gümüş, sahibi için ateştir
diyerek, sermaye birikimine karşı tavrını ortaya koymuştur. Elinde ki
değneğiyle bastığı Muaviye’nin yeşil sarayında; mallar Allah’ındır! Yani
insanlarındır! Senin ihtiyaçların hala bitmedi mi Ey Muaviye! diyerek, esasen
İslam fikrinin temelinin sınıfsal gerçekliğe dayandığını net bir biçimde ortaya
koyar…
Ebuzer
otoriteye isyan demektir. Ebuzer’in Muaviye ve muadillerine yönelik yürüttüğü
mücadelenin bayrağı Tevbe suresinin 34 ve 35.Ayetleri olmuştur… Bu ayetlerde şu
ifadeler yer alır; Ey iman edenler! Ahbar ve ruhbanların (din adamlarının)
çoğunluğu halkın mallarını haksız yollarla gasp ederek KENZ ederler. Ve bu
yolla insanları Allah yolundan alıkoyarlar. Altın ve gümüşü KENZ edip Allah
yolunda harcamayanlara büyük azabı müjdele. O gün KENZ ettikleri eritilir,
onunla yanları bahırları, alınları dağlanır. Ve; tadın işte nefsiniz için KENZ
ettikleriniz denilir. (Tevbe 34-35) Bu ayetlerde geçen kenz kavramı;
biriktirmek, kendine doğru süpürmek manalarına geliyor. Güncel manası kapital
olan bu kavramın kullanılış şekline göre, kenz yapan herkes ahbar ve ruhbar
oluyor…
Ebuzer’in
Kur’an ayetlerini tefsir ederek başlattığı mücadelede en büyük şiarı, Bakara
suresinin 219. Ayeti olmuştur. Ayette; Sana neyi infak edeceklerini soruyorlar.
De ki; ihtiyaçtan artanın tamamını şeklinde bir ibare vardır.
Zamanla
Ebuzer’den duyulan rahatsızlık artmıştı. Peygamber’in Ebuzer olmadan sohbete
başlamayışı, Ebuzer’siz sofraya oturmayışı, nereye gitse Ebuzer nerede
sorusuyla etrafını taraması, Ebuzer’in şanı göklerde, yerdekinden çok daha
üstündür gibi ifadelerine rağmen; Peygamber vefatı sonrası başlayan yozlaşmada,
kişisel servet edinenlere karşı Ebuzer’in yürüttüğü sert mücadele, 3.Halife
tarafından Ebuzer’in Rebeze çölüne sürgün edilmesiyle sonuçlanmıştır. Koca
Ebuzer,Rebeze çölüne sürgün edilmiş, açlık ve susuzluktan tüm ailesiyle birikte
hayatını kaybetmişti. Ve ölürken son vasiyeti; devletin beziyle kefenlenmemek
olmuştu.
Yorumlar
Yorum Gönder