1002.GECE BATI MASALI KEŞFETTİ
Bu destansı yapıtı keşfedip Fransa’ya taşıyarak
Avrupa’daki Binbir Gece merakını ateşleyen Antoine Galland bir Doğu gezgini,
kitap ve antika toplayıcısıydı. İstanbul’da Doğu dünyasının kültür
merkezlerinde yıllarca yazma eser toplayan bu zat, Elf Leyle ve Leyle’nin
yazmalarını da Fransa’ya taşıdı ve Binbir Gece’nin Fransızcasını yayımlayan ilk
doğubilimci oldu. Galland’ın bu serüveni de Binbir Gece’nin bir öyküsü olacak
düzeyde ilginçtir.
Doğuştan romancı denen bu maceraperest adam,
yaşamını yazmalar, antikalar toplayarak geçirmişti. Galland, daha önce Pindbay
Hint Masalları’nın, Sinbad-ı Bahri’nin yazmalarını bulup almış, Fransızca’ya
çevirip yayınlamıştı. Mucizevi bir şansla, Şam’daki aracıları kendisine eserin
4 ciltlik mükemmel bir yazmasını gönderdiler. Yani eser ayağına geldi! Galland,
bunun Sinbad-ı Bahri’nin dolayısı ile Elf Leyle ve Leyle’nin bir parçası
olduğunu keşfetti. Bu yazmaların ilk 3 cildi, halen Paris’teki Bibliotheque
Nationae’de 4. cilt ise kayıptır.
Galland, tasarladığı 12 ciltlik Fransızca Les Mille
et Une Nuits’nin 7 cildini, bu Suriye yazmalarının ilk 3 cildinden aynen
çevirerek, meçhul başka bir yazmadan da Sinbad-name ve Kamerü’z-zaman’ı da
ekleyerek 1704-1706 arasında Paris’te yayımlar. Tamamlayıcı Arapça yazmalar
bulamadığından yayıma ara verir. 3 yıl sonra kaynağı belirsiz Ganaim,
Zeynü’l-esnam, Hudadad öykülerini çevirerek 1709’da 8.cildi bastırır.
9-12.ciltleri ise Paris’e gelen Halepli Hanna’nın yazıp verdiği ve ezberden
anlattığı öyküler doldurur. Bu ciltlerin son ikisi Galland’ın ölümünden sonra
1717’de basılmıştır. Sonuç olarak: Les Mille et Une Nuits’nin son ciltleri,
Sinbad-name, Kamerü’z-zaman, Alaaddin’in Lambası, Ali Baba öyküleri gibi
yazmalara ve Hanna’nın aktarımlarına dayalı, ayrıca ekleme ve açıklamalarla
şişirilmiştir. Galland’ın Fransızca külliyatı ve kaynakları üzerine birçok
inceleme ve eleştiriler yapılmış, bu ilk yayın, İngilizceye ve diğer Batı
dillerine de çevrilmiştir. Binbir Gece yazmaları bulmak ve yayınlamak amacıyla
Ortadoğu gezisine çıkanlar, Hindistan, İran ve Arabistan’dan yeni yazmaları
Avrupa’ya taşıyadursun, eserin aslı konusunda savlar da ortaya atılır.
Arapların o kadar üzerinde durmadıkları için tam bir Arapça metni hiçbir zaman
biraraya getirilememiştir. Oysa Avrupa’da uyanan ilgiden dolayı Elf Leyle ve
Leyle, bütün Doğu ülkeleriyle şişirilerek meraklıları için yeni bir yazma
üretilir, Galland baskılarına eklemeler yayımlanır. Öyküleri ezberlerinde tutan
rahipler, kassaslar Avrupa’ya götürülür. Ancak Avrupa’daki bu Binbir Gece
akımına karşılık ortaya konan yapıtlardan hiçbiri, ilk şansı yakalayan Antoine
Galland’ın bir adım ilerisine geçemez.
Sonrasında egzotik Doğu masallarına ili Batı’da
mütemadiyen artar. Bu masalları ellerinden düşürmeyen bir kitle oluşur. Bunlar,
çoğunlukla saray, malikane ve şatolarda yaşayan belirli zümreler olarak,
kütüphanelerinde bu tür yapıtların özenli ve resimli baskılarının bulunmasını
bir ayrıcalık saymakta. Binbir Gece masalları için suareler bile
düzenlemekteydiler. Zamanla kendi mekanlarının hayaletli ortamlarına Doğu
masallarından gizemler de kattılar. Başta Şehrazad, sahne ve orkestra eserleri
yazdırdılar.
Roman edebiyatının emekleme çağını yaşadığı
18.yüzyıl Avrupasına, Galland’ın Les Mille et Une Nuits ile taşıdığı merak ve
heyecan bir asırdan fazla sürmüştür. Ondan tam yüz yıl sonra, Arap
filolojisinin kurucusu sayılan Slyvestre de Sacy, 1817’de Journal des
Savants’daki yazısı ve 1829’da yayımladığı Les Mille et Une Nuits’in yeni
çevirisiyle bir kez daha Avrupa okurunu heyecanlandırır. Sacy, bu masalların
tek bir yazarın eseri olamayacağı, İran ve Hint kökenli masallar içerdiği
görüşüyle Mes’udi’nin açıklamasını da reddeder. Binbir Gece üzerine yoğunlaşan
İngiliz doğubilimci E. William Lane ise, Ortadoğu’ya geziler yapıp derlemelerde
bulunduktan sonra, 1475-1525 arasında derlenmiş yazarı bilinmeyen bir yazmadan,
İngilizce yeni bir çeviri yapar. Hollandalı Arap bilgini M. Jan de Goeje
Encyclopedia Brittannica’ya yazdığı Binbir Gece maddesinde, tarihçi Taberi’nin
bir göndermesinden yola çıkıp Hezar Efsane’nin de Binbir Gece’nin de kaynağının
Esther kitabı olduğunu ileri sürer. Alman doğubilimci Agust Müller, yapıtın
içeriğinin bir bölümü Bağdat, bir bölümü Mısır kaynaklı derken kimi
doğubilimciler eseri, Fars Bağdat ve Mısır olmak üzere üç kaynaklı sayarak, bu
sentezi İslam egemenlik ve kültürünün 7-8.yüzyıllarda bölgedeki yayılışına
bağlamışlardır. Eserin aslı, kaynakları ve konusu hakkında tartışmalara tarihçi
Hammer de katılmış, Hindistan, İran çıkışlı bir Arap eseri olduğunu ileri
sürmüştür. Fransa, Almanya, İngiltere ve Rusya’da tartışılan köken konusu ve
ilgi yoğunluğunun esintileri 20.yüzyıl başına kadar devam eder. Kısacası Binbir
Gece, Batı’yı ilgilendiren Doğu edebiyatı klasiklerinin ilk sırasında yer alır.
Yorumlar
Yorum Gönder