GELİŞMEK DEĞİŞMEKTİR
Dünyada şu an geleneksel ile yeninin en büyük
çarpışması enerji alanında yaşanıyor. Geleneksel enerjileri elinde tutan büyük
şirketler ve devletler yeni ye karşı direniyor, yenilenebilir enerjilerin
esamesi okunmuyor. Geleneksel enerjilerden kasıt, dibine darı ekmekte
olduğumuz doğal kaynaklardan elde edilen
fosil yakıtlar… Yani petrol, doğalgaz, kömür. Yenilenebilir enerjilerden kasıt
ise ye ye bitiremeyeceğimiz rüzgar, güneş ve su. Bir de temiz enerji denen
nükleer var. Ama orada da eksiler artıları götürüyor.
Yenilenebilir enerji konusunda atı alan Almanya
Üsküdar’ı geçmiş. Almanya enerji devrimini 2000’de çıkardığı Yenilenebilir
Enerjiler Yasası ile yaptı. Bu, siyaset kalaslarının yavaş ama güçlü şekilde
delinmesiydi. Yeşiller bunu becerdi. Almanya 2022’ye kadar ülkedeki nükleer
santrallerin hepsini kapatma kararı aldı. Parazit yapan muhafazakarlar da oldu
bu arada. Örneğin, 2010’da Merkel, nükleer santralleri terk etme tarihini 12
yıl erteledi. 2011’deki Fukuşima felaketinden sonra Almanya’da tüm siyasi
partiler nükleerden daha hızlı kurtulmak gerektiği konusunda uzaklaştı ve
ülkedeki nükleer santrallerin 8 tanesinin kapısına kilit vuruldu. 90’larda
elektriğin sadece yüzde 4’ünü yenilenebilir enerji kaynaklarından temin eden
Almanya’yı başta mahallenin delisi gibi görenlerin yüzü kızardı. Zira, bugün bu
oran yüzde 24’e yükseldi. Hedef 2050’de ülkenin elektrik ihtiyacının yüzde
95’ini rüzgar ve güneşten karşılamak. Böylece enerji konusunda dışa bağımlılık kalmayacak.
Almanlar soruyor… Türkiye Almanya’dan kat be kat
fazla güneş görüyor; uzun sahilleriniz ve sahillerde güçlü rüzgarlarınız var.
Niye yenilenebilir enerjilere daha çok yönelmiyorsunuz? Bir gün sizin de kömür
kaynaklarınız bitecek. O zaman ne olacak? Nükleer santral yapıldığında dışa,
uranyum üretenlere bağımlı olacaksınız. Ülkenizde enerji güvenliği açısından bu
doğru bir yol mu? Bu aslında vatandaşlar olarak her birimizin sorması gereken
soru. Sahi niye?
Niye olacak? Siyasi ve ekonomik çevrelerin işine
böylesi geliyor diye. Nükleer reaktörlerin her biri günde 1 milyon Euro kar
ediyor. Yılda 365 milyon Euro. Yenilenebilir enerjilerin, enerjinin
demokratikleşmesinin, dünyanın daha iyi bir yer olmasının önünde izbandut gibi
dikilen büyük güç işte bu para ve bu paralardan nemalananlar. Almanya’da
yenilenebilir enerji, halkı da yatırımcı yaparak yaygınlaştırılıyor. İnsanlar
devletten teşvik alıp evlerinin yalıtımını yaptırıyor, çatısına güneş panelleri
yerleştiriyor, kendi elektriğini kendi üretiyor. Ve herkesin elektrik
faturasında küçük bir yenilenebilir enerji vergisi kalemi yer alıyor. Bizimki
gibi on yıllarca deprem için ödediğimiz verginin bile yerine gitmediği… Ve
vatandaşın elektrik faturasına artık çoğumuzun izlemediği devlet televizyonu
için TRT payı diye bir verginin dayatıldığı ülkede… Gel de Almanları kıskanma.
MELİS
ALPHAN
Yorumlar
Yorum Gönder